A Fabulous Creat Ion

LP dönemi 1967 yılında Sgt. Pepper ile başladı; The Beatles sadece bir dizi şarkıyı bir araya getirmedi, bir Albüm Yaptı. O andan itibaren herkes bir Albüm Yapmak istedi.

Son ise yalnızca on beş yıl sonra, Michael Jackson’ın Thriller albümünün yayımlanmasıyla geldi. O zamana kadar Walkman, müziği evden çıkarıp sokaklara taşımış ve plak endüstrisi büyük paralar kazanmak için yaratıcı süreci tersine mühendislikle yeniden şekillendirmeye başlamıştı. Artık kimse müziği çalma ya da dinleme biçimini eskisi gibi deneyimlemeyecekti.

Bu kısa ama dönüştürücü bir dönemdi. Müzisyenler “sanatçıya” dönüştü ve biz, halk olarak, sanatın hamileri haline geldik. LP, sofistike zevklerin bir işareti, servetin bir ölçütü, bir eğitim aracı, insanın kendi söylemeye cesaret edemediği şeyleri dile getiren bir poster, karşı cinsi etkilemenin bir yolu ve birçok kişi için hayatlarının en arzu edilen nesnesiydi.

Bu, o dönemin hikâyesi; bizi, müzisyenlerin daha önce hiç yapılmamış şeyler denediği kayıt stüdyolarından, onların eserlerinin adeta ilahi bir lütuf gibi karşılandığı sade döşenmiş apartmanlara götürüyor. Bu, LP’lerin hayatlarımızı nasıl kurtardığının hikâyesidir.

Hepworth’ün rock tarihine dair bilgisi ve anlayışı muazzam… Küçük ama harika bilgileri adeta konfeti gibi saçıyor… Ve onun keskin, alaycı yan notları paha biçilemez… Son derece eğlenceli. — The Sunday Times

Eleştirmenler bir kitabın gerçekte olduğundan iki kat daha uzun hissettirdiğini söylediklerinde genellikle iltifat etmiyor olurlar. Ancak David Hepworth’ün vinil çağına övgü niteliğindeki A Fabulous Creation kitabı için, gerçekten de onu övmek için söylüyorum. Yıllardır pop müzik hayatına dair bu kadar çarpıcı anekdot içeren bir eser okumamıştım; her satırı, her içgörüyü tekrar tekrar keyifle gözden geçirdim. — The Times

Keskin eleştirel değerlendirmeler ve eğlenceli sapmalarla dolu… Sıcacık ve harika bir okuma deneyimi sunuyor. — Q Magazine

Şimdiye kadarki en iyi kitabı. — Danny Baker

İyi araştırılmış ve tutkuyla yazılmış. — The Afterword

İlk parçadan son kesite kadar bir zevk. — Hot Press

LP’nin altın çağını neşeli ve nostaljik bir şekilde kutlayan bir eser. — Daily Mirror

Albümün altın çağını aydınlatıcı bir yolculukla anlatıyor… Hem derin hem dokunaklı. — Mail on Sunday

Hepworth, içeriden bilgiye en fazla sahip olan ve en çok rock anekdotu bilen insanlardan biri. — The Herald

Büyüleyici. — The Week

David Hepworth, 1970’lerden beri müzik ve medya hakkında yazıyor, yayın yapıyor ve konuşuyor. Smash Hits, Q, Mojo ve The Word gibi birçok derginin kuruluşunda ve editörlüğünde yer aldı. BBC’nin rock müzik programı The Old Grey Whistle Test’in sunucularından biri ve 1985’teki Live Aid organizasyonunun BBC yayınında sunuculuk yapan isimlerden biriydi. Mesleki Yayıncılar Derneği’nden “Yılın Editörü” ve “Yılın Yazarı” ödüllerini kazandı, ayrıca İngiliz Dergi Editörleri Derneği’nden Mark Boxer ödülünü aldı. Londra’da yaşıyor ve zamanını farklı gazete ve dergiler için yazılar yazmaya, etkinliklerde konuşmalar yapmaya, yayıncılık faaliyetlerine ve podcast ile blog içerikleri üretmeye ayırıyor (www.wordpodcast.co.uk ve www.whatsheonaboutnow.blogspot.co.uk).

Kendi sözleriyle: “Chuck Berry’nin You Never Can Tell parçası şimdiye kadar yapılmış en iyi kayıttır. Bu bir görüş değil, bir gerçek.”